Merhaba sevgili seyahat tutkunları!  Hem seyahat hem İtalya tutkunu olan şahsıma ilaç gibi gelen Bologna’yı anlatmaya geldim. Bilenler bilir Bologna’yı tanımlayan üç sıfat kullanılır : La Dotta, La Grassa, La Rossa.

Peki nedir bu kelimelerin anlamı?

• La Dotta ; bilge demektir, Bologna’nın tarihteki en eski üniversitelerden birine ev sahipliği yapıyor olmasına göndermedir.
• La Grassa ; şişman anlamına gelir , Bologna’nın gastronomik açıdan çok dolu bir şehir olduğunu ifade eder. Bolognese sosu, parmesan peyniri ve mortadella meşhur lezzetlerinden.
• La Rossa ; kızıl manasına gelir, şehri saran tarihi binaların sıcak tonlarına gönderme yapar. Bunun yanında Bologna sol eğilimli politikalara sahip olmasıyla bilindiğinden, kızıl kelimesi siyasi bir anlam da yüklüdür.

Şimdi gelelim Tarih & Lezzet & Kızıl üçlemesi Bologna’da bizim neler yaptığımıza.

Tabii ki bolca yemek yedik 🙂

YEME – İÇME 

Bologna’da her restoranın menüsünde gözünüze Ragù kelimesi çarpacak. Ragù ; et -bazen sadece dana, bazen dana domuz karışık oluyor- , domates ve soğan kullanılarak hazırlanan bir sosu ifade ediyor. Bu sos, çeşitli baharatlar ve bazen şarap eklenerek uzun süre kısık ateşte pişiriliyor. Bolognese sosu da, en bilinen ragù çeşitlerinden birisi. Yani Bolognese soslu makarna yemek istiyorsanız menülerde göreceğiniz “Tagliatelle al Ragù” isimli yemeği sipariş edeceksiniz.

İçi dolgulu makarnalarla ilgili de işinize yarayacak bir bilgi vereyim. Menülerde göreceğiniz Tortellini & Tortelloni arasındaki fark nedir? Tortellini boyut olarak tortelloniden daha küçüktür ve genelde tortellini dolgusunda et kullanılırken, tortelloni dolgusunda et kullanılmaz; ıspanak ve ricotta peyniri kullanılır.

Bologna’nın pek meşhur, kapısında kuyruk beklemenizi gerektirecek iki restoranından birisi Osteria Dell’Orsa , diğeri taze makarnalarıyla hem yerel halkın hem turistlerin durağı olan Sfoglia Rina. İkisini de denememize rağmen şahsen yemeklerini daha çok beğendiğim başka bir restoran önerim var ki bence lazanyası mükemmeldi Ristorante Clorofilla.

Kahve tatlı molası verebileceğiniz yer önerim tabii ki 117 yıllık tarihi geçmişi olan Cafe Gamberini.

Şarküteri durağımız ise Salumeria Simoni.

Dondurma için terchimiz La Sorbetteria Castiglione oldu Dolce Emma‘yı denemenizi tavsiye ederim.

Evinize vakumlu parmesan alıp götürebileceğiniz yer ise Al Regno Della Forma. İki yıllık parmesanın kilosu 23 euro, 3 yıllık 25 euro, 5yıllık ise 30 euro idi. İstediğiniz kadar kestirip paketletebilirsiniz.

GEZİ NOKTALARI

La Piccola Venezia Bologna’nın kanal manzarasına açılan meşhur penceresi. Bu noktada büyük ihtimalle fotoğraf kuyruğu olacaktır 🙂

Piazza Maggiore : Tarihi binaları, çeşme ve heykelleriyle meşhur merkez meydan.

Bologna Katedrali :  San Pietro Katedrali, Gotik tarzda inşa edilmiş ve 14. yüzyılda tamamlanmış.

Due Torri (İki Kule) :  İsimleri Torre degli Asinelli ve Torre Garisenda olan, şehrin ortasında yer alan ve Ortaçağ’dan kalma iki kuleden oluşan yapı.

Università di Bologna: Bologna Üniversitesi, dünyanın en eski üniversitelerinden birisi.

Bologna Üniversitesi’nin tarihi binaları:

• Archiginnasio: Bologna Üniversitesi’nin tarihi ana binası ve üniversitenin 16. yüzyıla kadar kullanılan merkezi.
• Teatro Anatomico: Üniversitenin tıp fakültesine ait olan bu bina 1637 yılında inşa edilmiş.
• Biblioteca Universitaria di Bologna:  15. yüzyıldan kalma değerli el yazmaları ve eski kitaplar koleksiyonuna sahip olan Bologna Üniversitesi Kütüphanesi.

Seyahatlerimi benimle anlık takip etmek isterseniz instagram hesabıma beklerim dunyanigenislet.

Sevgiler

iyi tatiller!